Türk profesörünün hatıralarından.
Bağımsızlığın ilk yıllarında devletler arasındaki ilişkiler eşi benzeri görülmemiş bir derecede samimi ve kardeşçe hale geldi. Örnek olarak şunu belirtebilirim: Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İslam Karimov Taşkent’e gelen irili ufaklı bütün Türk heyetlerini bizzat kendisi kabul eder, onların fikirlerini dikkatle dinlerdi. Öyle kabullerden biri hakkında İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi, ünlü bilim adamı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş şunları dile getirdi.
Türkiye’den gelen biz altı misafiri Cumhurbaşkanı altıncı kattaki çalışma odasında kabul etti, biz Cumhurbaşkanı ile kucaklaşarak bağımsızlık, hürriyetten dolayı tebrik ettik. Kendisi de memnuniyetini gizlemedi. Sohbetimiz epey sürdü, dile getirilmeyen konu neredeyse kalmadı.
Sonra Cumhurbaşkanı şöyle dedi:
– Allah’a sonsuz şükürler olsun, bugün özgürüz. Ben devlet planlama komitesinin bakanı olarak Özbekistan’da ne kadar altın madeni kazındığı konusunda bilgim olmazdı. Raporu değil, hatta bütün altınlar Zerefşan’dan doğrudan Moskova’ya götürülürdü. Cumhuriyetin ihtiyaçları için, düşünebiliyor musunuz, basit bir çivi veya kibrit almak için de Moskova’dan izin alınması gerekiyordu. Odadan odaya dolaşmaktan yorgun düşerdim!
Bunları hatırlayarak İslam Karimov Moskova’nın Özbekistan’a yaşattığı belaları tek tek anlatmaya başladı. Arada bir Allah’a çok şükür, bugün bize engel olanlar yok demekten alıkoyamıyordu kendini.
Türk bilim adamının hatırladığına göre Cumhurbaşkanı o sırada yeni, bağımsız Özbekistan’ın bayrağı konusunda fikir alışverişleri olduğu, bu konuda düşündüğünden bahseder. Nevzat Yalçıntaş, “Müsaade buyurursanız bu konuda kendi düşüncemi dile getirmek isterim” diyerek bayrağın üzerinde Müslüman bir ülkeye ait olduğunu göstermesi bakımında kesinlikle ay ve yıldızın bulunmasını tavsiye eder.
-Benim acizane fikrim ile Özbekistan’ın bayrağında bu simgeler kullanıldı, diye iddia edemem, ancak her seferinde Özbekistan bayrağını gördüğümde İslam Karimov ile yaşadığımız o samimi sohbeti hatırlayarak heyecanlanırım. İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Kargül devlet rehberinin yardımcısı olarak görev yaptığı sırada Bu bayrağı rahmetli Turgut Özal’a gösterdiğinde onun elinden alarak üç kere sevgiyle öptüğünü hala sık sık hatırlarım, diye ilave etti Nevzat Yalçıntaş.
Hoca ile çeşitli programlarda karşılaşır, mutlaka sohbet ederdim. Git gide aramızdaki yakınlık daha da samimi bir hale geldi. Aradan yıllar geçti, bir gün yine Nevzat Yalçıntaş ile bayrak konusunda konuşmaya başladık.
-Özbekistan’dan ayrılarak komşu ülkenin bağımsızlığını da kutlamaya gittik. Bu ülkenin yöneticisine de İslam Karimov ile görüşmemizde söylediğim tavsiyelerimi dile getirdim. Özbek cumhurbaşkanının benim bu teklifimden sevindiğini de arada ilave ettim. Ve… maalesef bu teklifim kabul edilmedi!
O devletin bayrağında ay ve yıldız simgesine yer verilmedi!
Türk profesörünün bana içtenlikle aktardığı örneklere ben de cevap vermek istedim.
Hocanın dikkatini bayrağımızdaki yıldızların diziliş şekline çektim. Hatta elime kalem alıp çizerek gösterdim. Daha sonra yıldızların üzerinden kalem geçirerek yazıya döktüm. Neticede Arap yazısıyla ALLAH kelimesi ortaya çıktı!
Nevzat hoca birden yerinden zıpladı ve beni kucaklayıverdi.
“Aferin, aferin, İslam Karimov’un cesaretine, mertliğine hiçbir zaman şüphe etmemiştim. Bu işlerinden dolayı da Özbekistan, inşallah bereketli bir memleket olacaktır”, diyerek dua etti.
Özbek yazarı Abror Gulyamovning
İstanbul defteri kitabından alındı
(Özbekistan İstanbul eski Başkonsolosu)